Güneş Kremleri, SPF

Güneş kremleri, çoğu diğer kozmetik ürünler gibi üç beş kuruşluk hammadde ile yapılan, oldukça kârlı ürünlerdir. Bu yazımda SPF (Faktör), güneş kremi tiplerine (mekanik-kimyasal) değineceğim.

SPF, yani Sun Protection Factor (GKF, yani Güneş Koruma Faktörü) standart bir ölçüm ile elde edilen bilimsel bir değerdir. Bu ölçüm, cilt üzerinde belirlenmiş 1cm kenarlı kare içerisine 2mg güneş kremi sürülerek yapılır. Daha sonra bu dokuya Ultra Viyole B ışınları gönderilir. Eğer krem sürülmüş cilt dokusu, kremsiz cilt dokusundan 150 dakika daha geç kızarırsa etikete SPF15 yazılır. 300 dakika sürerse SPF30, 500 dakika sürerse SPF50.

Fakat üzerinde yazan faktör her zaman gerçeği yansıtmaz. Eskiden 50 faktör üzeri kremler de piyasada görülmekteydi fakat başta FDA (ABD) olmak üzere çoğu ülkede 50 üzeri faktör yazılmaması, sadece paket üzerinde 50+ olarak gösterilmesi kararlaştırıldı, çünkü lineer olmayan bu faktör değeri tüketiciyi yanıltıyordu.

SPF’nin lineer bir değer olmadığını, % kaç UVB ışınını bloke ettiğini görerek anlayabiliriz;
SPF 15: %93 UVB blokajı
SPF30: %97 UVB blokajı
SPF50: %98 UVB blokajı

Yani SPF 30 ile SPF 50 arasında sadece %1 koruma farkı var.

Peki UVA? UVA da cilde zararlı ışınlardandır fakat SPF ölçümü UVA ışınını hiçbir şekilde karşılamaz, çünkü UVA ışınları ciltte kızarıklık yapmaz.

SPF ölçümü sırasında uygulanan miktar aslında günlük kullanım sırasında sürmemiz gereken miktarı da gösteriyor. Yapılan araştırmalara göre çoğu kullanıcı, sürülmesi gereken miktarın sadece %25’ini uygulamakta. Ayrıca, aşağıda ayrıntılı olarak açıkladığımda daha netleşecektir, güneş kremleri 2 saat güneşe maruz kaldığında artık ultra viyole ışınları bloke-absorbe edememekte, kimyasal koruyucular farklı bileşiklere dönüşmekte ve işe yaramamaktalar. Yani 2 saatte bir yenilenmesi gerekir.

Mekanik Koruma – Kimyasal Koruma

Mekanik güneş kremlerine, aynı zamanda mineral güneş kremi de denmekte. İçeriğini genellikle çinko oksit, titanyum dioksit oluşturur. Kimyasalların aksine, bu mineral maddeler güneş ışığına karşı giysi gibi bir bariyer oluşturur. FDA tarafından da en güvenli kabul edilen içerikler bunlardır.

Mekanik Korumanın Avantajları

  • UVA ve UVB ışınların hepsine koruma sağlar.
  • Uygulandığı anda koruma başlar, beklemek gerekmez.
  • UV ışığı altında kimyasal güneş koruyucular gibi işe yaramaz hale gelmezler (Dikkat: 2 saat kuralı gene geçerli çünkü terleme, sürtünme ile bu kremleri de cildinizden silersiniz)
  • Bebekler, hassas ciltliler için çok iyidir, emilmezler, allerji oluşturma potansiyelleri düşüktür
  • Raf ömrü uzundur. Bir sezon kullandığınız kimyasal koruyucu, ikinci sezonda muhtemelen işe yaramaz hale gelmiş olacaktır.

Mekanik Korumanın Dezavantajları

  • Silindiğinde işe yaramaz hale gelirler.
  • Cilt üzerinde yoğurt gibi bembeyaz kalırlar (son zamanlarda fondötenlileri çıkmış olabilir)
  • Cilt üzerinde film şeklinde kalacağı için, uygulandığı bölgede terlemeyi arttırırlar.

Kimyasal güneş kremleri ise kozmetik olarak daha avantajlıdır. Çalışma prensipleri gelen UV ışığı bloke etmek, yansıtmak değil, ekzotermik bir reaksiyonla UV ışığı, ısı enerjisine çevirmektir. Kimyasal korumanın neredeyse tek bir avantajı var: Kolay uygulanabilir ve görünmez. İnsanlar, basit hayvansal içgüdüleri nedeniyle farklı görünen ile sorun çıkarma eğilimindedir. Bembeyaz krem sürmüş bir kadına gülünecek, laf atılacak, erkek ise muhtemelen bunlar dışında dayak yiyecektir.

Kimyasal Korumanın Dezavantajları

  • Halihazırda var olan kahverengi lekelerin çoğalmasına neden olabilir. Çalışma prensipleri gereği UV ışık altında ekstra bir ısı açığa çıkarırlar, ekstra ısı da kahverengi lekelenmelere yol açabilir.
  • Uygulama sonrası 10-20 dakika beklemek gerekir.
  • İritasyon, allerji yapma ihtimali daha fazladır.
  • UV ışık ile reaksiyona girecek kimyasal kalmadığında koruma da bitmiş olur. Ne kadar UV aldığınıza bağlı olarak sık sık uygulamanız gerekir.
  • Gözenekleri tıkama ihtimali daha fazladır.
  • Reaksiyon sonrası oluşan yeni bileşikler zararlı, toksik olabilir. Fakat günümüzde çoğu marka bu bileşikleri kullanmayı bırakmıştır. Dolayısıyla bilindik markalardan almaya devam edebilirsiniz.

D Vitamini ve Güneş Kremleri

7-dihidrokolesterol, UVB ışığı ile previtamin D3’e, o da ısı ile D3 vitaminine dönüşür. Yani, UVB ve ısı yoksa, D3 vitamini de yoktur. 2 saatte bir yenilediğiniz 30-50 faktör güneş kremi ile güneşlenmek, gündüz aydınlık bir odada giysiler ile oturmak ile eşdeğerdir. D3 vitamininin yalnızca %20-30 kadarını beslenme ile alırız. Yaz aylarında D3 vitamini depolayabiliriz, yağda eriyen bir vitamin olduğundan Türkiye şartlarında yazın depoladığımız D vitamini bize bütün yıl yetecektir. (Not: bu bilgiye dayanarak doktorunuz tarafından reçete edilmiş ilacı bırakmayınız, önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir